BİLİMSEL İSMİ KEŞİFÇİSİNDEN
Bitkinin keşif hikâyesini anlatan Prof. Dr. Hasan Yıldırım şunları söyledi: “Bitkimiz, tornacılık mesleği ile uğraşan ama aynı zamanda bir doğasever olan Cem Çuhacıoğlu tarafından, ilk olarak 2012 yılında bir saha çalışması esnasında keşfedildi. Bu bitkinin mevcut türlerden farklı bir tür olduğundan şüphelenen Çuhacıoğlu, keşfettiği bu bitkiye ait detaylı fotoğrafları ve materyalleri bizlere iletti. Bitki üzerine gerçekleştirdiğimiz çalışmalarda türün şu ana kadar literatürde mevcut bir bitki olmadığı fark ettik. Sahada doktora öğrencisi Tuğkan Özdöl ve konunun uzmanlarından Dr. Özal Güner ile beraber ortak bir çalışma yürütmeye başladık. Uzun yıllar süren detaylı gözlem ve çalışmalar sonucunda ‘Türler ve Habitatlar’ isimli ülkemizin önemli taksonomi dergisinde bilimsel makalesini hazırlayıp, türü bilim dünyasına tanıttık. Bilimsel ismini, bitkiyi keşfeden Cem Çuhacıoğlu’na atfedilerek ‘Stachys cuhacioglui’ olarak belirledik. Bitkinin Türkçe ismini ise efeler diyarı İzmir’e atfen ‘Efeçayı’ şeklinde kayda geçirdik.
Doktora öğrencisi Tuğkan Özdöl ve Hasan Yıldırım
SADECE KAYA ÇATLAKLARINDA YAŞIYOR
Deliçay (Stachys) olarak bilinen bu bitki cinsi Ballıbabagiller (Lamiaceae) ailesinin en büyük cinslerinden biri. Bu, diğer bitki çayları gibi çayı yapılabilen bir bitki o yüzden adına ‘Efeçayı’ dedik. Ama çay olarak kullanımına ilişkin akademik çalışmalar henüz tamamlanmadı. Yani neye yarar neye yaramaz onu bilimsel olarak henüz söyleyemiyoruz. Stachys cinsi; Avustralya ve Yeni Zelanda hariç, esas olarak Akdeniz bölgesinde olmak üzere Güneybatı Asya ile Kuzey ve Güney Amerika’da yayılış gösteriyor. 362 türü olan cinsin 435 alt türü var. Türlerinin çoğu ormanlarda kayalık yerlerde, kireçtaşlarında ve akarsu kıyılarında yetişiyor. Endemik olanları çoğunlukla Akdeniz Havzası’nın sıcak ılıman bölgelerinde yoğunlaşıyor. Türkiye’de rastlanan 123 alt türün 67’si endemik olarak biliniyor. Yani sadece belli bir alanda yetişiyor. Efeçayı, şu an tespit edildiği kadarıyla sadece İzmir Menderes ilçesi ile Seferihisar ve Gümüldür arasında kalan üçgende, Tahtalı Barajı civarında, volkanik ve metamorfik kökenli anakayalar üzerinde yaşayan lokal bir tür. Akdeniz floristik bölgesine ait bir element. Yeni tür, maki bitki örtüsünde ve Kızılçam açıklıklarındaki volkanik kayalar üzerinde, kaya çatlaklarında yetişiyor ve deniz seviyesinden 143 ila 494 metre arasındaki yüksekliklerde yaşıyor.
YAŞAM ALANI TEHDİT ALTINDA
Türün yaşam alanı şu anda tehdit altında. Efeçayı’nın yaşam alanının sık sık orman yangını geçiren bir alan olması, alanda yangın sonrası taraçlama ve yol açma çalışmalarının yoğun oluşu ve sadece 700 kadar bireye sahip popülasyonunun olması gibi etkenler türü çok ciddi anlamda tehdit ediyor. Kritik düzeyde tehlike altında olan türle ilgili olarak acilen koruma ve popülasyonu güçlendirecek çalışmalar yapılması gerekiyor.”